Merhaba! Geçen hafta zihnimizi hazırlamıştık, bu hafta bedenimizi hazırlıyoruz.
Pazartesi sabahları uyanmak neden bu kadar zor? Sadece tembellikten mi? Hayır, suçlu siz değilsiniz; suçlu “Sosyal Jet Lag”.
Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki, hafta sonu uyku düzeninizi sadece 2 saat kaydırmak bile (Cuma-Cumartesi geç yatıp geç kalkmak), biyolojik saatinizde İstanbul’dan Londra’ya uçmuş gibi bir etki yaratıyor. Pazartesi sabahı alarm çaldığında bedeniniz aslında hala “Pazar gecesi” modunda oluyor. Melatonin (uyku hormonu) hala kanınızda geziyor, kortizol (uyanıklık hormonu) ise henüz üretilmemiş.
Peki, panzehir ne? Işık.
Bu sabah yataktan kalkar kalkmaz kendinizi gün ışığına maruz bırakın. Eğer güneş yoksa, en parlak ışığı açın. Göz retinanıza düşen güçlü ışık, beyninize “Oyun başladı, melatonini durdur!” sinyali gönderir. Ayrıca, sabahın ilk saatlerinde yüksek karbonhidratlı (poğaça, börek) kahvaltılardan kaçının. Bunlar kan şekerinizi hızla yükseltip öğlene doğru sizi “beyin sisi”ne hapseder. Protein ağırlıklı bir başlangıç, zihinsel berraklığınızı korur.
Biyolojinizle savaşmayın, onunla dans edin.
Haftanın Sözü: “Güneşin sana ulaşmasına izin vermezsen, gölgede kaldığın için güneşi suçlayamazsın.” — Robin Sharma
