Günaydın sevgili okur. Kahvenizi aldınız mı? Güzel.
Muhtemelen şu an, hafta sonunun o tatlı rehavetinin üzerinizden vahşice çekilip alındığını hissediyorsunuz. Takvimler pazartesiyi gösteriyor ve kolektif bir “ah” sesi şehri kaplıyor. Literatürde buna “Pazartesi Sendromu” diyorlar. Ama ben buna “Hatalı Etiketleme” diyorum.
Nörobilim bize diyor ki; beyin, etiketlediği duyguyu yaşamaya programlıdır. Eğer bu güne “sendrom” etiketiyle başlarsanız, beyninizdeki amigdala (korku ve kaygı merkezi) hemen devreye girer ve “Tehlike var! Stres hormonu salgılama zamanı!” der. Sonuç? Daha işe gitmeden yorgun düşen bir beden.
Bugün, basit bir Bilişsel Yeniden Çerçeveleme (Reframing) tekniği uygulayacağız. Pazartesiyi “özgürlüğün bittiği gün” olarak değil, “olasılıkların başladığı gün” olarak kodlayacağız. Hafta sonu tüketim zamanıydı, şimdi ise üretim zamanı. Kendi hikayenizi yazma zamanı.
Bugün ajandanıza bakıp “Ne kadar çok iş var” demek yerine, “Bugün hangi sorunu çözeceğim?” diye sorun. Sadece bu soru değişikliği bile beyninizi “savunma” modundan “keşif” moduna geçirir.
Hadi, derin bir nefes alın. Sendrom yok, sahne sizin.
Haftanın Sözü: “Başlangıç, işin en önemli kısmıdır.” — Platon







