Albert Einstein, konferanslarına hep özel şoförüyle gidermiş. Şoför, her seferinde en arka sırada oturup Einstein’ı dinlermiş. Bir gün şoför, Einstein’a şöyle demiş:
– “Efendim, o kadar çok konferansınızı dinledim ki, artık ben de İzafiyet Teorisi’ni sizin kadar iyi anlatabilirim.”
Einstein gülümsemiş:
– “Peki o zaman. Gideceğimiz bir sonraki şehirde beni kimse tanımıyor. Ceketleri ve şapkaları değişelim, kürsüye sen çık, ben şoför olarak arkada oturayım.”
Şoför sahneye çıkmış ve teoriyi kusursuz bir şekilde anlatmış. Tam kürsüden inecekken, arka sıralardan bir profesör elini kaldırmış ve çok karmaşık, teknik ve zor bir fizik sorusu sormuş. Salon buz kesmiş, herkes cevabı beklerken şoför hiç istifini bozmadan profesöre bakmış ve şöyle demiş:
– “Hocam, inanın bu sorduğunuz soru o kadar basit ki… Cevabını vermesi için arkada oturan şoförümü çağıracağım!”







